BİLGİYİ ÜRETME

   Suphi Koyuncuoğlu Ortaokulu olarak, çağımızın en önemli kavramlarından biri olan “bilgi toplumu”nun gereklerini yerine getirmek amacıyla bir bilgi yolculuğuna çıktık. Kuşkusuz ki bilgi toplumunun en önemli dayanağının, bilgiyi üretmek olduğu bilincinde olarak çalışmalarımızı yürüttük. Başta eğitim kurumlarında olmak üzere yaşamın birçok alanında tüketim odaklı toplumların olduğu çağımızda bilgi üretimine katkıda bulunmayı istedik. İki yıldır sürdürdüğümüz çalışmalarla ortaya koyduğumuz (ürettiğimiz) bilgiler, yazılı kaynaklarda bulunmadığı gibi sanal ortamlarda da (internet) merak edilen ancak erişilemeyen bir bilgiler niteliğindedir. Çalışmalarımız sonucunda bilgiyi yalnızca tüketmeyen,  aynı zamanda üreten bir kurum olduk.

TEMATİK DERLEME

    Anadilimiz Türkçenin  sözlü edebiyat geleneği içinde en köklü ve değerli ürünleri  atasözleri ve deyimlerimizdir. Birçok yayınevi/dernek tarafından hazırlanan ve benzer niteliklere sahip olan “Atasözleri ve Deyimler” sözlükleri, genellikle öğretim süreçlerine göre (ilkokullar için, ortaokullar için..) düzenlenmekte ve alfabetik sıra ya da konu başlıklarına göre tek bir kitap içinde derlenmektedir. Dilimizin tarihi gelişim süreci boyunca türlü kaynaklardan yararlanılarak oluşturulan oldukça kapsamlı ve zengin derlemelere de rastlanmaktadır. Ancak kabul edilmelidir ki oldukça köklü bir geçmişe sahip olan Türkçemizin içinde yer alan atasözleri ve deyimlerimizin tüm yapı taşları ile bir basılı kaynak içinde bulundurulması devasa bir külliyat anlamına gelmektedir. Bu yöntemin seçilmemesi durumunda ise öğretim/yaş seviyesine göre atasözü ve deyimlerimiz, kısaltılarak/azaltılarak/seçilerek daha hacimsiz kaynaklar olarak hazırlanmaktadır.

     Oysa sözlü edebiyat geleneğimizin en köklü ürünleri arasında olan atasözlerimiz ve deyimlerimiz daha farklı bir bakış açısı ve yaklaşımla toplumun tüm katmanlarına ulaşabilme olanağına sahip olmalı diyerek bir çalışma başlattık. Yaklaşımımızın çerçevesi “tematik derleme” olarak özetlenebilir. Dünyada ilk kez Tema  Larousse Ansiklopedisinde uygulanan ve eğitim kurumlarına bizim uyarladığımız bu sistemle, atasözlerimizi ve deyimlerimizi çeşitli temalar çerçevesinde derledik:

1. Kitap: Atasözleri ve Deyimlerle İnsan Atlası

2. Kitap:  Atasözleri ve Deyimlerle Hayvanlar Alemi

3. Kitap:  Atasözleri ve Deyimlerle Bitki Dünyası

   Bu yöntemden yola çıkarak atasözleri ve deyimlerimizin, yalnızca derslerde yararlanılan bir kaynak olmaktan çıkarılması da yatmaktadır. Türlü konu başlıklarına göre yeni bir anlayışla derlemesi yapılan atasözleri ve deyimlerimiz, özellikle öğrenim süreçlerinde önemli bir boşluğu doldururken, 7’den 70’e diye tabir edilecek tüm yaş guruplarına seslenecek bir edebiyat araştırması durumunu almıştır. Aynı zamanda okuma zevk ve alışkanlığına katkı sunması amaçlanmıştır.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

   Tematik derleme yöntemi ile başladığımız bu çalışma, ucu açık bir araştırma yöntemi içermekte ve bir konu/tema sınırı taşımamaktadır. Örneğin gelecek yıl için çalışacağımız  4. kitabımızın konu başlığı, “Atasözleri ve Deyimlerimizle Coğrafya Sözlüğü”dür. Ayrıca çalışmalarımıza katkıda bulunmak ya da yeni konu başlıkları ekleyerek katılmak mümkündür. Bu anlamda çalışmamız ülkemizdeki tüm eğitim kurumlarının paylaşımına açıktır. Konu başlıkları ve temalarda bir sınır ya da kısıtlama olmadığı için üzerinde yıllarca araştırma ve inceleme yapılabilecek “sürdürülebilir” bir kültür ve edebiyat çalışmasıdır.

YAYINEVİ STATÜSÜ

    Tematik derleme yöntemi ile bu yıl üçüncü kitabı hazırlanan çalışmamızın basım-yayın aşamaları için önemli bir teknik altyapı oluşturduk. Bilindiği gibi dünyada genellikle bazı seçkin üniversitelerin, yayınevi statüsü ile yaptığı üretimi ( Oxford Univercity Press, ODTÜ Yayıncılık…) ülkemizde ilk ve tek olmak üzere bir devlet ortaokulu düzeyinde başardık. Bir çok üniversitenin  bilimsel yayın üretmesinin beklendiği bu çağda bilimsel yayın üreten bir ortaokul olarak eğitime katkı sunduk. Kültür ve Turizm Bakanlığına yaptığımız başvuru ile okulumuzu “yayınevi” statüsüne kavuşturduk. Ürettiğimiz kitaplar, “Suphi Koyuncuoğlu Ortaokulu Kültür veSanat Yayınları” başlığı altında ulusal kültürümüze katkı sunmaktadır.

TELİF YASASI

      Bilimsel, edebi ve belgesel değer taşıyan yapıtlarımızın üretimi sırasında toplam 76 öğrenci 2 öğretmen (A.Kadir KARALİ,  Zeynep YAĞMUR) ve okul müdürü (Hüseyin YALDIZ) görev aldı. Toplam 79 paydaş,  çalışmalar sonunda eşit oranlarda telif hakları ile ilişkilendirildi. Okul müdürü, öğretmenler ve öğrenciler, tamamen eşit haklara sahip olarak, telif hakları konusunda okul toplumunu bilgilendirdiler, bilinçlendirdiler. “Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu” deneyimlerle ve uygulamalarla tanıtıldı.

VERGİ BİLİNCİ

      Basım ve dağıtımı yapılan ürünlerimizin yasa gereği olarak “bandrolleri” alındı. Kültür ve Turizm Müdürlüğünden alınan bandrollerin sembolik de olsa vergi değerleri olduğu vurgulandı. Verginin oranlarından çok “verginin kutsallığı” konusu, üç kitabımızın da kapaklarında yer alan bandrollerle ölümsüzleştirildi.

BİREYSEL GELİŞİM

Kitaplarımızın araştırma-inceleme-derleme aşamalarında görev alan öğrencilerimiz yasal kazanımlarının yanında bireysel gelişimlerini çok üst düzeylere çıkarma olanağı buldular. Okulumuzda düzenlenen kitap şenliği ve  bir “imza günü” içinde yer aldılar. Genç yaşlarında bir yazar olarak, emek verdikleri kitaplarını imzaladılar. Arkadaşları, aileleri ve öğretmenleri ile bu gururlarını paylaştılar. Ulusal ve yerel birçok televizyon kanalında, basında kendilerini haber olarak okudular, dinlediler, izlediler. İnternette en çok tıklanan haber olarak, ayrıca haber yapıldılar. Özgüvenleri, geleceğe olan inançları, dikkat çekici biçimde arttı. Bundan sonraki yaşamları için –hangi mesleği seçerlerse seçsinler- bilgiyi üretmeyi ve yazıya aktarmanın gereğini kavradılar.

ETKİLEŞİM

Okulumuzun yayınevi statüsü alması ve kısa süre içinde önemli bir eksiği dolduran yapıtlar üretmesinin ardından, okulumuza yapılan bireysel ve kurumsal başvurularda bir patlama yaşandı. Birçok öğrenci, mezun, öğretmen, yönetici; kurumumuzla işbirliği için istekte bulundu. Gelecek yıllarda okullarımızın birlikte yapabileceği birçok ortak etkinliğin önü açılmış oldu. İşbirliği olanaklarının geliştirilmesi ve ülkemiz eğitimine, kültür-sanat yaşamına katkılar sunmanın fırsatları doğmuş oldu.